Yardım etme sanatı
Bazılarımız devamlı birilerine yardım etmek ister. Bu isteğe karşı koyamazlar. Hatta kimileri hayatlarını böyle kazanır. Bazılarımız ise belli bir olaydan sonra böyle bir yolu tercih eder…
Özellikler bir hastalıktan kurtulduktan sonra… O hastalıkla ilgili vakıf veya yardım kuruluşlarında görev yaparlar. Bazen de, bizim için önemli birini kaybettikten sonra böyle bir eğilime gireriz. Belki de aile geçmişimizde böyle bir kayıp vardır…
Yardım etmek kavramı üzerinde düşünülmeden ve ardında yatan derin nedenler anlaşılmadan yapıldığında oldukça tehlikelidir. Çünkü yüzeyse siz kendinizi yardımsever olarak yorumlarken, çevrenizdekiler de sizi takdir edecektir. Bunun altında yatan dinamiği görmek her zaman kolay değildir.
Peki yardım etmenin nesi kötü olabilir? Daha doğrusu nasıl yanlış bir şekilde yardım edilir?
Ebeveyn-Çocuk İlişkisi
En tipik dinamiklerden birisi, yardım edenin ebeveyn rolüne bürünmesi ve alanın da çocuk olarak kalmasıdır. Derindeki sebep; sevgi arayışı olabilir, birini kurtarmak olabilir, suçluluğa karşı bir kefaret olabilir veya görülme/takdir edilme ihtiyacı olabilir… Hiç fark etmez; devamlı yardım ettiğimizi sandığımız kişinin veya kişilerin ebeveyni konumuna geliriz. Bu durum, iki tarafın da yetişkin olmasını engeller. Eğer yaşına basmak üzere bir çocuğa düşmemesi için devamlı yardım edersek, çocuk hiç bir zaman yürümeyi öğrenemez… Bazen yardım, sadece hiç bir şey yapmadan beklemektir…
Alma-Verme Dengesi
Genellikle yardım eden kişiler almakta zorlanırlar. Sadece verdiklerinde ise tükenmeye başlarlar… Arkadaşlar, sevgililer, eşler ve iş ortakları arasında olması gereken alma-verme dengesi aşırı yardım etme ihtiyacı ile bozulabilir…
Yardım Edenin Gururu
Bazı durumlarda ise yardım eden, bunu kendini yücelterek yapar… Bilinçaltında veya bilinçli bir şekilde “Ben senden daha üstünüm, daha zenginim, daha bilgiliyim, daha soyluyum…” yatar. Bu tür bir yardım hepimizin eşit var olma hakkına saygısızlık etmektir.
Yardım Etme Sanatı
Öte yandan gerçekten, sevgi, şefkat ve saygı içerisinde diğerlerine katkı olabiliriz. Bunun için öncelikle şu soruları sormalıyız:
Yardım etmek mümkün mü?
Yardım etmek uygun mu?
Yardım alacak kişi buna gönüllü olmalıdır ve bunu bir çocuk gibi değil, bir yetişkin gibi istemelidir. Örneğin; bir yetişkin borç para istemek yerine, para kazanacağı bir iş ister… Tüm bu koşullar sağlanırsa dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
Yardım eden elinde olan bir şeyi vermelidir. Bilmediği veya anlamadığı bir alanda yardım ediyormuş gibi yapmamalıdır.
Her iki tarafından büyümesine imkan veren bir süreç olmalıdır.
Her iki tarafın yetişkin rollerini bırakmaması gerekir.
Hikayedeki herkese kalpleri açılması gerekir…
Reddettiğimiz kişileri, yönlerimizi görüp, gönlümüzde yer açtığımızda büyümeye başlarız. Bu sebeple yardım eden taraf tutmamalı ve önyargılardan bağımsız olmalıdır. Yardım isteyenin kaderine saygı göstermek acımanın önüne geçer. Acımak, kadere karşı savaş açmaktır… Yardımcı çözüm aramamalıdır; çözüm, sevgimizin herkesi içine aldığında gerçekleşir…
Yardım eden yardım etme amacında olmamalıdır; başarı veya övgü peşinde ise mutlaka arkasında başka bir neden yatmaktadır… Yardım eden sadece olanı olduğu gibi yorumlamadan gördüğünde yardım edebilir.
Yardım eden cesur değildir. Stratejik bir şekilde hareket edendir. Sabırla bekleyen, sadece yeri geldiğinde müdahalede bulunandır… Yardım gerçekleştiğinde ve her şey bittiğinde, çoktan alanı terk edendir… Zafer kutlamaları önemli değildir onun için… Çünkü başka bir şey kazanmıştır; içinde bulunduğu güçlerin derin anlayışını…
Sevgilerimle
Nöro Liderlik Koçu
Deniz Öztaş