İstanbul °C
Yataktaki yalanlar!
Muhtemelen herkes için çok hassas bir konu, ama bu problemi çözmüş Svetlana diye bir arkadaşım vardı. Dürüst olmak gerekirse, onun gibi bir kadınlarla bir daha hiç tanışmadım.
Türkiye’ye ikamet işlemleri için gitme hazırlığı yaparken, o da üçüncü kez evleniyordu, bir oğlu vardı ve başka çocuk yapmak istemiyordu. Svetlana muhteşem, uzun boylu ve alışılmadık derecede seksi bir kadındı. Ona “Neden üçüncü kez evleniyorsun?” diye sorduğumda, evlenmemenin kendisine göre olmadığını söylemişti, ayrıca tatardı da. Sonra, yatakta yalan söylemem gereken biri ile yaşayamayacağını söyledi, zevk aldığına vs. dair yalan söylemek istemiyordu. Yalan söylememek adına boşanıp tekrar, yatakta ve ev hayatında daha iyi hissettiğim bir adamla evleniyorum – demişti. Daha sonra Svetlana’nın beşinci kez evlendiğini duydum ve umarım şuanda da iyidir. Benim için güzellik, cesaret ve kendini sevmek için ideali oluşturuyordu ve daha sonra özgürlük ve mutluluğun sembolü haline geldi.
Bu konuda yazmak acı, ama belki de yatakta söylenen yalanlar, tüm insanlar için ortak ve en yaygın yalan türüdür.
Bir yerde, evli erkeklerin yarısı bile cinsel hayatlarının doğrudan evlilikle bağlantılı olacağını bilseydi kesinlikle evlenmezlerdi – diye bir cümle okumuştum.
Modern dünyada kabul görmeyen bir formül var: “Sizinle var olan yakınlıktan zevk alan ve size zevk veren güzel, neşeli bir eşiniz olmasını istiyorsanız, şunu hatırlayın; Mutfak için bir aşçı, ev temizliği için temizlikçi ve çocuklar için bir dadı bulun. ” Elbette kusursuz aileler var mı diye sorarsak, pek sanmıyorum…
Bir yerde, evli erkeklerin yarısı bile cinsel hayatlarının doğrudan evlilikle bağlantılı olacağını bilseydi kesinlikle evlenmezlerdi – diye bir cümle okumuştum.
Modern dünyada kabul görmeyen bir formül var: “Sizinle var olan yakınlıktan zevk alan ve size zevk veren güzel, neşeli bir eşiniz olmasını istiyorsanız, şunu hatırlayın; Mutfak için bir aşçı, ev temizliği için temizlikçi ve çocuklar için bir dadı bulun. ” Elbette kusursuz aileler var mı diye sorarsak, pek sanmıyorum…
Benim düşünceme göre, kadınlar yatakta erkeklerden de fazla yalan söylemektedirler, çünkü zevklerini, tutkuyu ve hazzı sergilemeleri daha kolaydır. Ve sadece hayatlarındaki insana değil, kendilerine de yalan söylemiş olurlar.
Garip bir şekilde, toplum, çeşitli uzmanlar ve bilim adamları bizi yatakta yalanlara teşvik ediyor. Bir partnerle normal cinsel ilişkinin hemen hemen her gün gerçekleşmesi gerektiğini, hatta dakikalarla ölçülerek hangi saatlerde yapılması gerektiği yönünde bilgiler var. Ve yine bu bilgilere göre; eğer aile hayatın herkesinkiyle aynı değilse, sapmaların var demektir ve genel olarak bir yerlerde yanılıyorsun anlamına gelir.
Pratik tavsiyeler: İkinci kitabımda güçlü bir aile için ya da uzun bir ilişki için üç bileşenin olması gerektiğini yazdım: ortak çocuklar, ortak iş ve seks. Eğer bir tanesi yoksa, aile uzun süre mutlu bir şekilde yaşayabilir, ancak iki bileşen yoksa, o zaman aile parçalanır.
Cinsel hayat çok kişiseldir ve yalnızca iki partnerin arasında gelişen bir şeydir, yatakta sorunlarınız hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Rol yapıyorsanız, bir uzmana ve tercihen birlikte gitmeye dikkat edin. Yalnız ve mutsuz insanların saflarını doldurmayın.
Garip bir şekilde, toplum, çeşitli uzmanlar ve bilim adamları bizi yatakta yalanlara teşvik ediyor. Bir partnerle normal cinsel ilişkinin hemen hemen her gün gerçekleşmesi gerektiğini, hatta dakikalarla ölçülerek hangi saatlerde yapılması gerektiği yönünde bilgiler var. Ve yine bu bilgilere göre; eğer aile hayatın herkesinkiyle aynı değilse, sapmaların var demektir ve genel olarak bir yerlerde yanılıyorsun anlamına gelir.
Pratik tavsiyeler: İkinci kitabımda güçlü bir aile için ya da uzun bir ilişki için üç bileşenin olması gerektiğini yazdım: ortak çocuklar, ortak iş ve seks. Eğer bir tanesi yoksa, aile uzun süre mutlu bir şekilde yaşayabilir, ancak iki bileşen yoksa, o zaman aile parçalanır.
Cinsel hayat çok kişiseldir ve yalnızca iki partnerin arasında gelişen bir şeydir, yatakta sorunlarınız hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Rol yapıyorsanız, bir uzmana ve tercihen birlikte gitmeye dikkat edin. Yalnız ve mutsuz insanların saflarını doldurmayın.
Kadınlar için pratik öneriler: rol yapma oyunları oynamaya başlayın.
Erkekler için: Ön sevişmeyi uzatın ve her şey akabinde yoluna girecektir.
Kan bağım
Burada anne-babalar, erkek kardeşlerden bahsetmiyorum, ancak bize, iddiaya göre kan bağlarıyla bağlandığı söylenen ikincil yakınlıkta olan diğer insanlardan oluşan klandan bahsediyorum.
Ben yetim kaldım, annem ben üç yaşındayken hayatını kaybetti ve babam birçok akrabasına beni büyütmeleri için terk etti. Tüm bilinçli hayatım – yani 30 yaşına kadar, tüm bu akrabaların ilgisi ve sevgisi için savaştım.
Onlar için iyi olmayı ve benimle gurur duymalarını istedim.
Ben yetim kaldım, annem ben üç yaşındayken hayatını kaybetti ve babam birçok akrabasına beni büyütmeleri için terk etti. Tüm bilinçli hayatım – yani 30 yaşına kadar, tüm bu akrabaların ilgisi ve sevgisi için savaştım.
Onlar için iyi olmayı ve benimle gurur duymalarını istedim.
Hepimiz ailenin özel bir şey olduğunu biliyoruz. Aile fedakâr sevgiyi simgeler, yakın insanları dinleme, tüm eksiklikleriyle kabul etme, gerektiğinde sessiz kalma anlamına gelir, onlarla aynı fikirde olmadığımızda çığlık atmak istesek bile.
Ve sosyal çevre bize, insanları olduğu gibi tamamen kabul etmeyi öğretiyor, bu yetenekle doğmayız, buna çocukluk döneminden adapte olmayı öğreniriz.
Ben de bu toplumun çocuğuyum ve bana eğer onları sevip bütün kusurlarıyla kabul edersem, bana yöneltilen eleştirilerine dikkat etmezsem, sonunda bana nasıl ihtiyaçları olduğunu anlayacaklar gibi geliyordu. Fedakârlık, herhangi bir sonuç vermedi, tüm akrabalarım yalnızca hediyelerime ve parama, onlara verdiğim sözde borçlara ihtiyaç duydular, doğal olarak asla da geri vermediler. Gözyaşlarına boğulacak kadar kırıldım ve tutumumu, düşüncelerimi değiştirmem gerektiğinin farkına vardım çünkü çocukluktan beri yazılan senaryo hatalıydı.
Ve sosyal çevre bize, insanları olduğu gibi tamamen kabul etmeyi öğretiyor, bu yetenekle doğmayız, buna çocukluk döneminden adapte olmayı öğreniriz.
Ben de bu toplumun çocuğuyum ve bana eğer onları sevip bütün kusurlarıyla kabul edersem, bana yöneltilen eleştirilerine dikkat etmezsem, sonunda bana nasıl ihtiyaçları olduğunu anlayacaklar gibi geliyordu. Fedakârlık, herhangi bir sonuç vermedi, tüm akrabalarım yalnızca hediyelerime ve parama, onlara verdiğim sözde borçlara ihtiyaç duydular, doğal olarak asla da geri vermediler. Gözyaşlarına boğulacak kadar kırıldım ve tutumumu, düşüncelerimi değiştirmem gerektiğinin farkına vardım çünkü çocukluktan beri yazılan senaryo hatalıydı.
Peki ben ne yaptım?
“Otoriter” olan kuzenlerimden bazılarını ve ikinci dereceden yeğenlerimden birkaçını toplamaya ve onlara bu konuda düşündüğüm her şeyi anlatmaya karar verdim ve bunu gerçekten yaptım.
Ne kadar hafif ve özgür hissettiğimi bilemezsiniz, onlara bir iletişim seçeneği teklif ettim: yani maddi sevgi olmadan. Prensip olarak, sonra ne olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.
Herkes yavaşça dökülmeye başladı ve sonunda yanımda sadece gerçekten ihtiyacım olan insanlar kaldı, bunlar çocuklarım ve kan bağı olmamasına rağmen en yakın arkadaşlarımdı.
“Otoriter” olan kuzenlerimden bazılarını ve ikinci dereceden yeğenlerimden birkaçını toplamaya ve onlara bu konuda düşündüğüm her şeyi anlatmaya karar verdim ve bunu gerçekten yaptım.
Ne kadar hafif ve özgür hissettiğimi bilemezsiniz, onlara bir iletişim seçeneği teklif ettim: yani maddi sevgi olmadan. Prensip olarak, sonra ne olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.
Herkes yavaşça dökülmeye başladı ve sonunda yanımda sadece gerçekten ihtiyacım olan insanlar kaldı, bunlar çocuklarım ve kan bağı olmamasına rağmen en yakın arkadaşlarımdı.
Ben alma ve verme yasasını barındıran sağlıklı ilişkilerden yanayım.
Benim için “aile” kavramı şu anlama gelir: güven, koşulsuz sevgi, dürüstlük ve özgürlük ilkeleri. Benim aile kavramıma şikâyet ve acıma yok, zorunlu ritüel ve beklentiler yok.
Son üç yılda, sadece akrabalarını nasıl reddedeceklerini bilmedikleri için mutsuz olan birçok danışanım oldu: “HAYIR” demek istedikleri halde “EVET” demeye zorlanıyorlar.
Gençlerin evlilikleri gelen amcalara ve teyzelere yeterince saygı gösterilmedi bahanesiyle çökebiliyor. “Olması gerektiği gibi bakmadı / konuşmadı, ya da özellikle kırmak için böyle söyledi… ”
Tavsiyem, eğer benzer yaşantılarınız varsa, o zaman bana ulaşın, size yardımcı olabilirim.
Benim için “aile” kavramı şu anlama gelir: güven, koşulsuz sevgi, dürüstlük ve özgürlük ilkeleri. Benim aile kavramıma şikâyet ve acıma yok, zorunlu ritüel ve beklentiler yok.
Son üç yılda, sadece akrabalarını nasıl reddedeceklerini bilmedikleri için mutsuz olan birçok danışanım oldu: “HAYIR” demek istedikleri halde “EVET” demeye zorlanıyorlar.
Gençlerin evlilikleri gelen amcalara ve teyzelere yeterince saygı gösterilmedi bahanesiyle çökebiliyor. “Olması gerektiği gibi bakmadı / konuşmadı, ya da özellikle kırmak için böyle söyledi… ”
Tavsiyem, eğer benzer yaşantılarınız varsa, o zaman bana ulaşın, size yardımcı olabilirim.
YORUMLAR