DOLAR 34,4786
EURO 36,3849
ALTIN 2956,063
BIST 9305,68
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Döviz riski nasıl kontrol edilir?

08.12.2016
A+
A-

Dövizdeki, özellikle de dolardaki iniş çıkışlar her zaman sorun oluyor.

Dövizdeki, özellikle de dolardaki iniş çıkışlar her zaman sorun oluyor. 1.7 milyon TL’ye çıktığında “Daha ne kadar yükselir?”, 1 milyon 400 TL’ye indiğinde ise “Düşüş devam eder mi?” soruları ortaya atıldı. İhracatçılar ve dolarla geliri olanlar telaşlandı. Sadece onlar mı? Yeni yükseliş olasılığı, ithalatçıları da endişelendiriyor. Akbank Private Banking’in araştırma müdürü Serkan Çevik, böyle ortamlarda en iyi yöntemin, riski ortadan kaldırmak için “hedging” ‘(Riskten arındırma) yapmak olduğunu söylüyor, hayati önerilerde bulunuyor.

Türkiye’de dövizin yönü her zaman sorun oldu. Kriz sırasında 1 milyon 700 bine çıktığında, “Daha ne kadar yükselir” sorusu gündemi meşgul etti. Şimdilerde ise aşırı düşüş telaşı var. Tasarruf sahibinden, ihracatçıya; ithalatçıdan, bankacıya, her kesinde dolardaki düşüşün yönü, döviz cephesinde neler olacağı hakkında fikir yürütülüyor.

Bu ortamda en büyük şikayet ihracat cephesinden geliyor. Düşük seyreden kurlar nedeniyle ihracatta zorlandıklarını ileri sürüyorlar. İthalatçılar ise şimdilik memnun görünüyor. Ancak, dış ticaret hacmi 100 milyar doları bulan Türkiye’de dövizdeki iniş çıkışlar her kesim için ciddi riskler yaratabiliyor. Böyle bir ortamda işadamı ve yöneticilerin işi gerçekten zor. Gelecekteki ödemeler ve gelirler konusunda plan yapmak, risklerden arınmak çok önemli.

Akbank Private Banking Araştırma Bölümü Müdür Yardımcısı Serkan Çevik, böyle ortamlarda, gerçekleştirilecek “hedging” işlemiyle, döviz kurlarındaki dalgalamalardan kaynaklanan zararın önlenebileceğini, hatta kara bile dönüştürülebileceğini söylüyor. Serkan Çevik’in önerileri, başta ithalat ve ihracat yapanlar olmak üzere, dövizdeki iniş-çıkıştan etkilenen her kesim için kritik mesajlar içeriyor:

İthalat ve ihracat yapanlara, “hedging (Riskten arındırma) yapın” deniliyor. Bu nedir ve nasıl yapılabilir?

Hedging, dövizli işlem yapanların (ithalat ve ihracatçıların) kur riskini karşılamak için vadeli piyasalarda gerçekleştirdiği işlemlerdir. Burada bu işleme başvurmadaki amaç, kişilerin gelecekte döviz kurlarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmelerini önlemek, bunu olumlu çevirmektir.

İhracatçılar, kur riskini garanti altına almak için artık ‘hedging’ yapıyor. Bizim “riskten arındırma” olarak tanımladığımız “hedging” ile ihracatçılar, vadeli döviz işlemi gerçekleştirerek girdi maliyetlerindeki artışa karşılık, düşük kurdan oluşabilecek zarardan kurtulmaya çalışır. İhracat bedelini alınca, anlaştığı kurdan dolarını bankaya satıp, vadeli aldığı TL girdileri ile borcunu kapatan ihracatçılar böylece kendilerini kur riskine karşı korumuş olur.

İthalatçılar açısından incelendiğinde ise hedging’e daha çok devalüasyon beklentisi olduğu zamanlarda başvurulmaktadır. Kurlar yükselirken ithalatçıların, kurlar düşerken ise genelde ihracatçıların ilgi gösterdiği hedging işleminde temel amaç, döviz kurlarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmemektir.

Riskten arındırma nasıl işlediğini, örnek vererek anlatabilir misiniz?

Eskiden pek rağbet görmeyen “hedging” yavaş yavaş ihracatçının gözdesi olurken, sistemin pratikte nasıl işlediğini şöyle anlatabiliriz. Risken Korunmak amacı ile vadeli piyasada işlemler yapılmaktadır. Vadeli piyasalar forward, swap, futures ve opsiyon işlemlerinin tamamını içermektedir. Bunlardan biri olan Futures piyasalarının ana işlevi risk korunmasıdır. Risk korunmasının forward bir kontrat futures kontratları yoluyla nasıl yapıldığını bir örnekle açıklayalım. Bir ithalatçının önümüzdeki 6 aylık süreçte düzenli ithalat ödemeleri olduğunu düşünelim:

23 Haziran 2003 tarihi itibariyle bankanın Euro kuru için yapmış olduğu fiyatlama bu sayfada yer alan tablo gibi olsun…

Hedging anlamında bakıldığında, örneğin 25.12.2003 tarihinde ithalatçının ödemesi gereken tutar 200 bin Euro olarak kabul edelim. Spot Euro kuru ise 1 milyon 652 bin lira olsun. İthalatçı alternatif hiçbir şey yapmadan Aralık ayını beklerse, dünya piyasalarında Euro’nun değer kazanması ihtimali ona pahalıya mal olabilir.

Zira Euro kuru 2.5 milyona yükselirse, ithalatçı spot fiyata göre yapmış olduğu nakit akım planında ciddi bir kayba uğrayabilir. İthalatçı Euro fiyatlarındaki yükselme sonucu, her Euro’da 848 bin liralık zarar, toplam da 169 milyar 600 milyon liralık zarara katlanmak zorunda kalacaktır.

Buna karşın ithalatçımız forward işlem yaparsa, zararını limitlemiş olur. 23.06.03 tarihinde, 25.12.2003 tarihindeki ödeme için Euro kurunu 2.036.698 TL’den bağlamış ise o tarihte piyasada kurlar ne olursa olsun, işlemini anlaşılan kur üzerinden gerçekleştirerek maliyetlerini daha kolay hesap edebilecektir.

Peki, bu işlemlerle arbitraj sağlamak mümkün mü?

Evet, müşteri kendine arbitraj imkanı da yaratabilir. Örneğin, 28.01.2004 tarihinde müşteriye teklif edilen kur 2 milyon 150 bin lira olsun. Müşteri bugünden 28.01.04 tarihinde bankaya 100 bin Euro satmayı kabul etsin. 28.01.2004’de müşterinin eline geçecek para miktarı 215 milyar TL olacaktır. Müşteri bugünden 28.01.2004 tarihi için piyasadan yüzde 44,5 ile borçlanırsa, bu tarihte ödeyeceği borç miktarı 210 milyar TL olacaktır. Aradaki 5 milyar TL müşterinin risksiz kazancıdır.

Bir başka şekilde, müşteri, bugün 210 milyar TL nominal tutarda satacağı 28.01.2004 vadeli bonodan 165.2 milyar TL tutarda kazanç elde edebilir. Bu para ile bugün spot piyasadan 1 milyon 652 bin liradan 100 bin Euro alsa ve bu parayı yüzde 3,5 ile faize yatırsa, hem 1.484 Euro tutarda net faiz kazancı olacak. Bu şekilde bononun vadesinin sonuna kadar beklerse elde edeceği 210 milyar yerine, 215 milyar olacak ve risksiz 5 milyar lire tutarda kazanç elde edebilir.

Vadeli ihracat yapan bir şirketin, bugünkü nakit ihtiyacını karşılaması için ne önerirsiniz?

Kuyumcu yaptığı üretim planı gereğince Haziran sonunda 500 ons altına gereksinim duymaktadır. spot altın fiyatı ons başına 328,81 dolardır. Bir alternatif hiç birşey yapmadan Haziran ayını beklemektir. Ancak bu durum kuyumcu için çok pahalı bir alternatif olacaktır.

Çünkü altın fiyatları büyük bir patlama ile gösterip 375 dolara yükseldiğinde kuyumcunun üretim planlarını spot fiyata göre yaptığını varsayarsak tüm planlarının alt üst olduğunu görebiliriz. Altın fiyatlarındaki patlama sonucu 328,81 dolardan planladığı altın alımın ons başına 375 dolardan yapmak zorunda kalacak ve ons başına (375-328,81=46,19) dolar relatif zarara veya toplam olarak 500*46,19=23095 dolarlık elatif zarara katlanmak zorunda kalacaktı. Buna karşın kuyumcumuz futures piyasaları ve bu piyasaların risk korunması için sağladığı olanakları bilseydi zararını minimize etmiş olacak. Bir tekstil ihracatçısının bankaya gelir. 3 ay sonra 1 milyon dolarlık ihracat geliri olsun. Ancak, hammaddeye vereceği parayı ve işçiliği bugünden ödemesi gerekmektedir. Ayrıca, 3 ay sonra gerçekleştireceği ihracat için de bir fiyat vermeli.

Bugünkü kurlardan hesaplarsa, kur riskini kendisi üstlenmiş olur. Zira alıcı firma 3 ay sonra parasını ödeyecek. Bu yüzden bankaya gelerek, “Ben hammaddeyi vadeli aldım, vadeli olarak ödeyeceğim. Ama 3 ay sonra dolar gelecek. Doları bozdurup borçlarımı ödeyeceğim. 3 ay sonra doları kaçtan alırsın?” diye sorabilir.

Banka da ihracatçı müşterisine 3 ay sonrası için belli bir kur taahhüdünde bulunur. Böylece ihracatçı gelirini bugünden belli bir kurdan sabitlemiş olur. İhracat bedelini alır almaz da anlaştığı kurdan bankaya satar ve borçlarını kapatır.

Kurlar bu seviyede iken, yatırım yapmak isteyen bir işadamı için avantajlı bir durum mu? Ne önerirsiniz?

Sanayi yatırımı, için kriz zamanları her zaman bir fırsat olmuştur. Uygun nakit pozisyonu ve piyasa koşullarına göre risk alarak yatırımlara devam edilmelidir.

Portföy yatırımları anlamında bakıldığında ise bu seviyelere rağmen orta ve uzun vadede TL yatırım daha avantajlı. Ama döviz yatırımından vazgeçmeyen ya da portföyünde dövize de yer vermek isteyenler için uygun bir zaman olduğunu söyleyebiliriz.

Bir şirket ithalat yaparken, kur riski almamak için ne yapmalı? Vadeli ithalatın, şirket için getireceği risk nedir? Ödemeleri, 3, 6 veya daha uzun vadeli bir şekilde yapılacaksa, şirket nasıl bir önlem almalı?

Sadece ithalat için değil, her türlü vadeli dış ticaret (genel olarak döviz) işlemlerinde, şirketler kendilerini bankaları ile forward ya da futures anlaşmaları yaparak hedge etmeli ve kur riski taşımamalıdır.

BİST’te vadeli piyasa mevcut olsa da istenildiği gibi işlevsel değildir. Ancak, şirketler OTC (Over the Counter)’de bankalarından rahatlıkla vadeli işlem yapabilmektedirler.

İhracatçı bir şirket, kurların bu seviyesini nasıl avantajlı bir hale getirebilir? Yaptığı ihracatın ödemeleri sonbahar aylarına denk geliyorsa, sizce ne yapmalı?

Kur riski taşımamak için, öncelikle bugünden ihracat bedellerini forward satış yaparak kendini kur riskine karşı korumalıdır. Hatta döviz cinsinden girdi maliyetleri varsa, o maliyetlerin oluştuğu dönemlerde de hedge etmelidir.

Döviz cinsinden borcu olup, önümüzdeki dönemde ödeme yapacak olanlara ne önerirsiniz?

Öngördükleri bir fiyat için bugünden forward alım yapmalarını önerebiliriz. Çünkü, spot piyasada dolar kurunda önemli bir gerilemenin olması, forward kurunun da gerilemesine neden olmaktadır. Dolar kurunun cari seviyelerinin daha da altına gelmesini beklemediğimiz için, aAvantajlı bir forward kuru ile kendisini hedge etmesini tavsiye ederiz.
Çünkü dolar kurunun bu seviyelerinin daha da altına gelmesini çok beklemiyoruz.

Uzmanlar, dövizde olanlar için, “bu seviyeden bozdurmak pek mantıklı değil” diyor. O zaman hangi seviyede bozdurmak mantıklı olacak?

TL reel olarak aşırı değerli görünüyor. Kurlarda bir düzeltme hareketi gelebilir. Ancak, uzun vadede mevcut reel faizleri düşündüğünüzde, uygulanan programda sapma olmadığı sürece TL yine değerli kalacaktır. Henüz bunu tersine çevirebilecek bir faktör oluşmuş değildir.

Dolayısıyla, belki ileride daha yüksek kurdan dövizinizi bozdurabilirsiniz. Ancak, bu kez TL’ye geçtiğinizde piyasada bulabileceğiniz faiz seviyesi, bu oranlarda olmayacaktır.

TASARRUF SAHİBİ NE YAPMALI?

Yatırımcı nasıl bir strateji izlemeli?

Öncelikle yatırımcı, çalıştığı bankasının uzman temsilcisiyle kendi yatırım profilini tespit etmelidir. Ne kadar risk taşıyabileceğine ve hangi vadede yatırım yaptığına bağlı olarak sepet oluşturulmalıdır.

Yatırım profiline göre de yatırım sepetindeki ürünlerin ağırlığı belirlenmelidir. Burada tek bir strateji belirtmek yanlış olacaktır. Ancak, somut bir örnek vermek gerekirse, TL’ de kalan müşterilerimize şu dönemde çok fazla risk almamalarını dolayısıyla kısa vadeli Hazine bonolarına ya da B tipi değişken tahvil bono fonlarına yatırım yapmalarını önerilebilir.

Dolar, Euro karşısında, yıl başından bu yana düşüyor. Tasarrufçular, sepet mi yapmalı, yoksa tercihlerini belirli bir paradan ağırlıklı olarak mı yapmalı?

Kesinlikle sepet oluşturulmalı. Çünkü, risk dağıtılarak getiri en azından optimum seviyede tutulmaya çalışılmalıdır. Aancak, paritede bir gerileme ihtimaline karşılık beklediğimizden dolayı sepetin yüzde 50 dolar-yüzde 50 Euro dolar ağırlıklı oluşturulması tavsiye edilebilir.

Hazine bonosu faizleri, yüzde 50 seviyesinde iken, kur düşük de olsa sizce dövize yatırım yapmak ne ölçüde doğru olur?

Bu sorunuzun cevabı, kendinizi dövizle fonlayıp fonlamamanıza bağlı olarak değişir. Ancak, beklenen enflasyon oranı ile bono faizi karşılaştırıldığında, hala ciddi bir reel faiz mevcuttur. Cari dengelerde bir olumsuzluk ihtimaline karşılık dövizin TL’ye karşı dengelenmesi için döviz yatırımının yıl sonuna kadar bono faizi ile aynı getiriyi sağlaması mümkün. Ancak, programın başarılı devamı halinde TL’ye karşı reel değer artış ihtimali zayıf gözüküyor.

YASAL UYARI

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.


YORUMLAR

Solve : *
9 × 20 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.