İnanmak & güvenmek
Bana göre derin anlamı olan ve birbirini tetikleyen 2 değerli ifade. Bir çok kişi için farklı durum söz konusu olabilir, bence güvenmek için önce inanmak gerekiyor. Peki ama neye göre, kime göre.
Iş hayatı, özel hayat, arkadaşlık, alışveriş veya ticarette olsun, inanarak, ikna olarak adım atar, yola çıkarız. İnanmak nedir?
Zaman zaman hepimiz, içinde bulunduğumuz süreci ve kendimizi sorgularız.
Iş hayatı açısından ele aldığınızda, çalıştığınız proje kriterleri, amacı, içeriği ve ekip açısından sizin doğrularınız, hedefleriniz ve değerlerinizle uyum içindedir. Tutarlıdır, somuttur ve varacağı nokta bellidir. Size güven verir.
Özel hayatınız açısından ele aldığnızda, eşiniz veya partnerinizle uyum içindesinizdir, ortak hayalleriniz, birlikte hareket ettiğiniz noktalar, duruşunuz, karakteriniz, tutarlı oluşunuz, davranışlarınız, birbirinize inanmayı, sevmeyi ve sonra da güvenmeyi getirir.
Alışveriş ve ticarette de bu durum geçerlidir. Alacağınız ürün veya hizmette tutarlılık, dürüstlük ve kalite ararsınız. Bunları gördüğünüz zaman inanır, sonrasında güven duyarsınız.
Bazen öyle durumlar ortaya çıkar ki, bulunduğunuz süreç içerisinde inanmanız gerektiren somut verilere ulaşmanız münkün olmaz. Ancak yaşayarak, adım atarak, koşullar çerçevesinde inanmanız gerekebilir. Yani aklınızın ve mantığınızın dışında, duygularınızla hareket etmenizi gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. O zaman ya kalbinizin sesine kulak verip, risk alarak devam edersiniz ya da mantığınız ağır basar öylece bırakırsınız.
Kalbinizin sesini dinleyip hareket ettiğinizde elbette zarar etme, hayal kırıklığı yaşama, inancınızı yitirme ve güven kaybı ihtimali çok yüksektir. Ancak en azından tecrübe ve deneyim kazanmış olursunuz. Süreçten ders alarak strateji geliştirirsiniz. Tabii bunun tam tersi de olabilir. Deyim yerindeyse şansınızın yaver gitmesiyle aldığınız riske değer ve yaşadığınız süreç sizi haklı çıkarır. Bu noktada kendinize olan inancınız ve güveniniz artar.
Hepimiz insanız ve nihayetinde Duygu, düşünce, doğrularımız ve seçimlerimizle hareket ediyoruz. İçinde bulunduğunuz süreçlerde yukarda da belirttiğim gibi koşullar size uyduğu sürece inanarak ve güvenle yol alabilirsiniz. Eğer koşullardan biri veya birkaçı size ters düşmeye başlarsa belki bir süre devam edersiniz fakat çatlak bir kere oluştu mu, onu eski haline döndürmek gerçek anlamda emek isteyen zor bir süreçtir. Sizde bıraktığı soru işareti ve güven zedelenmesi kolay kolay geçmez. Bu durumda o sürecte yer alıp devam etmek hem inancınızı kaybetmeniz hem de kendi değerlerinizi hiçe saymaktır.
Sonuç olarak inanmak, dürüst omayı, tutarlı davranmayı, belli bir karakteri ve duruşu beraberinde de güveni getiren bir durumdur.