……………Nerede bulurum, ………………..nasıl bulurum
Arayanlar ve bulanlar üzerine yazayım dedim. Noktaların olduğu boşluklara istediğiniz kelimeyi koyabilirsiniz. Ve o istediğinizi elde edebilirsiniz. Kişisel gelişim bilgileri, spirtüel bilgiler ve popülarite kazanmış pek çok kaynak bunu böyle söylüyor. Kendilerince bir yöntemde ifade ediyorlar. Belki çoğunluk buna olmuyor itirazı ile karşılık vereceklerdir. Buna rağmen ümidini sürdürenler bulacaklardır diye düşünüyorum. İşte bu olumlu duruşu kaybetmemek esas.
Bu süreç fizik dünya ile metafizik dünyanın iç içe geçmiş halini algılamak ve gördüğüne inanmaktan, inandığını görmek sürecine geçişin kapısını aralamak ile ilgilidir. İşte anahtar burada “inandığını görmek.” Aslında herkes inandığını görüyor hiç şüphesiz. Neye inandığınızı siz bilirsiniz. Bunu da bilinçaltınız biliyor. Üst bilinciniz ile inandığınızı sandığınızın arkasında, ki bu %95 gibi bir oranda bilinçaltında. Siz aksini düşünmenize rağmen bilinçaltı tam tersine sahip olabilir inançlarınız anlamında. Bunun ile ilgili pek çok bilimsel çalışma var. Önünüze gelmemiş olabilir. Ama bu yazıyı okuduktan sonra gelecektir. Geldi bile.
“İnandığını görmek” ne demek benim dünyamdakiler ile karşılığını ifade edeceğim. Benim için kelimeler anlamları ve atasözleri çok değerli. Atalarımız muhteşem açılımları küçük bir cümlenin içine sıkıştırıp top gibi zamanda ileriye atmışlar. Hani zaman, geçmiş şimdi gelecek gibi bölümlerde parçalanmış ya, ona da girmiyorum. Dünyamız her haliyle hızlı bir dönüşüm içinde. Her şeye çok hızlı bir şekilde ulaşılıyor.
“Olmaz, olmaz deme. Olmaz, olmaz.” Alın işte bizim için imkansız var mı. Her şeyin mümkün olacağını kanıtlayan, hepimizin duyduğu, bizim olan bir atasözü ve bir inanç kalıbı. Ama ne kadar sahibiz buna, Türkçe anlamaktan başka bizde ağırlığı ne. Araştırıldığında görülecektir ki, isteklerimizin olmaması, sihirli sözlerinden etkilendiğimiz kişilerin söylediklerinin bizde vücut bulmamasının sebebi 0-7 yaş arasında bilinçaltımızda oluşan yanlış inanç kalıpları. Evet buna bağlı düşünce ve inanç sistemimiz ve bunlara bağlı oluşan duygularımız. Kaç yaşında olursak olalım, hepimizdeki 7 yaşındaki çocuk konuşuyor ve düşünüyor. Alın bir atasözü daha “ Yedisinde ne isek 70 inde de oyuz. “ atalarımızın özellikle 7 kuşak geriye tüm atalarımızın madde ve manamıza etkisi çok fazla. “anası atası acıg almıla yirser, oğlu kızı tişi kamar” siz bunun bizim Türkçemizdeki karşılığını bilirsiniz. İşte burada kuantum, genetik, Epigenetik, DNA kavramları ile yüzleşeceğiz.
Sizde olanla yolculuk yapabilirsiniz. Siz, sizin ışık hızında hareket eden aracınızsınız. İçerden dışarıya can bulunur. Yumurta içerden çatlarsa can olur, dışarıdan çatlarsa hayat son bulur. Evet bizdeki madde ve mana arasında duran kapı nedir; gözlerimiz. Kapattığınızda dış uyarıcıları sonlandırırsınız. Tamamen değil tabii ki. Çünkü dünyayı algıladığımız 4 duygu kapısı daha vardır. Ama en başta gözler gelir. Buna bir de dilinizi damağınıza değdirerek burun nefesine geçtiğinizde kendinize yolculuk başlar. 4 duygu kapısını örtmek için de mekanı siz hayal edin.
Şimdi düşünceler bombardımanına hazır olun. Amaaaan nasıl ve nereden geliyor bunlar. Durdurabiliyor musunuz? Çooooook uzun bir süre hayır. Bunu da öğretecek siz size. Çoğunluk buna meditasyon diyor. Kendiniz ile kaldığınız süreyi arttırmak, kemdiniz ile sohbet etmek ve sonra sizden içeru olan ile başlayan derinlik. Kalbiniz beyninizden daha fazla sevgi ve merhamet sahibidir. Direksiyona onu daha fazla geçirmeli. Belki zamanla , belki de aniden siz sizden size süzülüp gidersiniz.
Aslında belki de bu yolculuk daha fazla bilme değil, öğrendiklerimizi unutma süreci olabilir. Siz karar verdiğinizi zannettiğinizden 6 saniye önce karar verilmiş ve uygulamaya konulmuş oluyor. Bunu sizin adınıza kim yaptı. Siz. Sizin adınıza bilinçaltı. Üstbilinciniz insanı olmayı anlamak başka bir safha ve evrim insan düşünüşü için. Paradigma tamamen değişiyor. Algılar dünyası ve yaşanışlar farklı bir perspektiften gelmeye başlıyor. Anlamaya ve denemeye değer.