Sağlıklı bir yaşam için titreşiminizin farkında olun
Yaşamda sonsuz olasılıklar vardır. Sınırlar koyan bakış açımız, hislerimiz, düşüncelerimiz, algımız, değerlerimiz ve inançlarımızla bizleriz aslında. İnsan öyle muhteşem bir canlıdır ki bu yaşam deryasında, var olan gücüyle bütün değişimleri gerçekleştirme imkânına sahiptir.
Yaşamda var olan her şeyin ve her canlının özü enerjidir. Enerjinin olduğu yerde titreşim (rezonans) vardır. Evrende her şey titreşimler aracılığıyla etkileşim halindedir. Titreşimimizin farkında olmak ve titreşimimizi daima yüksek tutmak sağlıklı bir yaşam için önemlidir.
Nikola Tesla yaşamda varlık gösteren her şeyin enerji ve titreşimden oluştuğunu düşünmüş ve bu sırrın peşinden gitmiş bir bilim adamıdır. Nikola Tesla “Eğer Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün.” sözüyle konunun önemine ayrıca vurgu yapmış bir isimdir.
İnsan evrene yaydığı düşünceleri, hissettiği duyguları ve varlık gösteren fiziksel bedeniyle her an farklı titreşimde enerji yayar. Bu nedenle insanın bütünsel anlamda titreşiminin farkında olması ve her zaman titreşimini yüksek tutması yaşamda iyilik halini de güçlendirir.
Titreşim ve Frekans
Türk Dil Kurumu sözlüğünde geçen tanımına baktığımızda titreşim, “Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans” şeklinde tanımlanır. Frekans ise birim zamandaki bir maddenin titreşim sayısıdır. Yaşamda her canlının, her maddenin, her cismin, her organın, her insanın varlığıyla bir frekansı vardır. Düşünün ki tüm yaşam formlarıyla evren her anıyla farklı hızda sürekli titreşir. Evrende her şey titreşimiyle birbiriyle daima etkileşim halindedir. İşte bu muhteşemdir.
Frekans “Hertz (hz)” ile gösterilir ve saniyede bir devirlik bir dalganın saniyede bir defa tekrarlanması “Bir hertz” olarak nitelendirilir. Bir dalganın frekansının ölçümlenmesinde o dalganın belirli bir zaman aralığında kendini kaç defa tekrarladığı sayılarak, bu sayı zaman aralığına bölünür ve frekansının tespiti yapılır.
Nikola Tesla’ya göre evren kocaman bir titreşimdir ve tüm insanlar, canlı ya da cansız her şey bu titreşimin birer yansımasından ibarettir. Enerji yaşamın özüdür ve yaşamın özünü oluşturan enerji sürekli titreşir ve bir salınım oluşturur, bu salınım ise frekansa dönüşür. Yaşamda var olan her şey etrafına sürekli titreşim yayarak, dünyayla ve evrenle sonsuz etkileşim halinde olur. Bu durum şunu bize gösterir ki evrende hiçbir şey birbirinden ayrı ve bağımsız değildir. Her şey ayrılmaz bir bütünün parçasıdır ve “BİR” dir.
Tükettiğimiz besinler, içtiğimiz su, sözlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, eylemlerimiz ve biz birer enerjiyiz. İnsan enerjisel varlığıyla, yaşamın her anında farklı hızda ve sürekli titreşir. İnsan bedeninin doğal titreşim düzeyinin saniyede ortalama 300 titreşim olduğu ifade edilir. Titreşim hızının düşmesi ise insanın fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesini etkileyebilmektedir. Dengenin bozulması sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.
İnsanın Titreşimi Yaşamla Uyumunu Etkiler
Hiç düşündünüz mü? Etkileşim halinde olduğumuz insanlar, bulunduğumuz ortamlar, dinlediğimiz müzik, izlediğimiz bir film, doğa, çiçekler ve birçok şey ruh halimizi nasıl da etkiler. Belki de işin sırrı bize yansıyan enerjilerinde saklıdır.
İnsan enerjisi yüksek olduğunda yaşamdan aldığı doyum artar. İnsanın yaşam doyumu yüksek olduğunda kendini daha iyi hisseder. Bu haliyle kendini ayrıca sağlıklı, huzurlu ve neşeli hissedecektir. Ruhsal varlığını tüm güzellikleriyle etrafına yansıtarak enerjisini de daha yoğun başkalarına hissettirecektir. Kişinin titreşiminin yüksekliği, bilinç seviyesini de yükseltir. Böylece daha güçlü yoğunlukta duygular ve olumlu düşünceler içinde olur. Bu durum sesinin ritmine, ses tonuna ve dilinden dökülen sözlere yansır. En önemlisi yaşamla olan bağını güçlendirir ve yaşama sevincini arttırır.
İnsan bedeni muhteşem bir yaratımdır. İnsanın bedeni; duygusal, zihinsel, ruhsal ve fiziksel enerji katmanlarından oluşmuş çok boyutlu bir yapıdır. Her zerresiyle bir enerji yumağı gibidir insan. Bunun farkında olması ve her an düşünceleriyle, hisleriyle, niyetleriyle, yiyip içtikleriyle, nefes alış verişiyle ve tüm canlılarla etkileşimiyle enerjisini koruması önemlidir. Böylece yaşamla uyum ve denge içinde olur.
Bilim insanlarınca kabul görmüş bir gerçek şudur ki; dünyanın da bir kalp atışı vardır. Dünyanın kalp atışı olarak nitelendirilen frekansı ise 7.38 Hertz’dir. Bilim adamı Dr. Anker Mueller dünyanın frekansının insan beyniyle aynı attığını keşfetmiş bir isimdir. Dr. Herbert König ise Schuman Rezonansı’nın beyin ritmleri ile tam uyumunu ispatlamış başka bir isimdir.
1952’de Alman fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından keşfedilmiş olan Schuman Rezonansı; güneşten gelen ışınlar, yıldırımlar ve benzeri akımlarla yeryüzüne akan elektrik enerjisi sayesinde yeryüzüyle iyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal titreşimdir. Schuman Rezonansı dünyanın kalp atışı olarak da tanımlanır. İyonesfer tabakasından dünyaya akan enerjinin oluşturduğu elektromanyetik alanlar, doğada meydana gelen tüm olayları ve dünyadaki tüm canlılarıyla yaşamın bütününü etkiler. Denilebilir ki; insanlarla dünyanın enerji sistemleri arasında sürekli bir etkileşim bulunur.
Başka alanlardaki çalışmalara baktığımızda; beyindeki EEG değerleri incelemelerinde beynin ritimlerinin doğadaki Schuman ritimleriyle Alfa seviyesinde uyumu görülür. İnsanın özellikle uyku öncesi rahatlamış haldeyken beyninin yaydığı elektromanyetik dalga boyu Alfa seviyesindedir (7-11 Hertz). Bu seviyenin meditasyon ya da nefes teknikleri uygulamalarıyla da sağlanabildiği bilinir. Öğrenme, idrak etme ve anlama gibi zihninin zorlandığı anlarda ise beyninin yaydığı elektromanyetik dalgalar, 25- 60 Hertz aralığında Gama dalga seviyesindedir. Bu da gösterir ki; bilinç düzeyimiz, düşüncelerimiz ve duygularımızdaki farklılıklar titreşimimizi ve beraberinde yaşamla uyumumuzu etkiler.
Sağlıklı İnsan Bedeninin Titreşimi Nedir?
1992 yılında bilim adamı Bruce Taino insan bedenindeki bölümlerin frekans seviyelerini ölçümleyen bir frekans monitörüyle organların frekansını ölçer. Taino’nun elde ettiği sonuçlar şunu gösterir ki; sağlıklı bir insanın bedeni gündüz ortalama frekans değer aralığı 60 ila 68 Hertz olacak şekilde titreşir.
Bedenin frekansının düşmesi halinde bağışıklık sisteminin de etkilendiği görüşü ileri sürülür. Bedenin frekansı 58 Hz’e düştüğünde grip ya da soğuk algınlığı belirtilerinin, 55 Hz’de Candida ve 52 Hz’de Epstein Bar gibi sağlık sorunlarının görülebildiği yine öngörülür. Bir başka bilim adamı Dr. Royal Rife ise hastalıkların her birinin kendine özgü bir frekansı olduğunu ve belirli frekansların hastalık gelişimini engelleyebileceğini öne sürmüştür. Bu bilgiler ışığında şu düşünebilir ki, sağlıklı bir yaşam için kişinin titreşimini yüksek tutması ve frekansını düşürmemesi önemli.
Titreşimimizi Nasıl Yükseltebiliriz?
Siz değerli okuyucularıma bu yazımla yaşamda titreşim konusunun önemine değinerek bir pencere aralamak istedim. Elbette bu konuda biraz araştırma yaparak daha fazla bilgi edinebilir ve farkındalık kazanabilirsiniz. Yazımın bu son bölümünde ise deneyimlerim ışığında titreşiminizi yükseltmenize katkı sağlayabilecek bazı yöntemleri paylaşmak istedim. Siz ayrıca arzu ederseniz daha birçok yöntemi kendi deneyimlerinizle keşfedebilirsiniz.
- Öncelikle kendimizi tanımak ve sınırlarımızı bilmek önemli. Bizi sınırlayan olumsuz düşüncelerden ve hislerden uzaklaşarak, kendimizi her halimizle koşulsuz sevgiyle kabullenmeliyiz.
- Kendimize, başkalarına, yaşama ve evrenin sonsuzluğuna güven hissetmeliyiz.
- Korku, nefret, öfke, kıskançlık, hırs, umutsuzluk ve yargılama gibi olumsuz duygulardan uzak durmalıyız.
- Beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüyle yaşamın her anıyla, denge ve uyum içinde olabilmeliyiz.
- Değerlerimiz, inançlarımız, alışkanlıklarımız ya da davranışlarımız gibi bizi sınırlayan/engelleyen ne varsa farkında olmalıyız.
- Hangi besinleri, hangi miktarlarda ve ne zaman tükettiğimizin bilincinde olmalıyız.
- İşlenmiş hazır gıdalardan uzak durmalı, mevsimsel sebze-meyveler, kabuklu yemişler, kuru bakliyatlar ve tohumlar gibi yüksek titreşimli besinler tüketmeliyiz.
- İçtiğimiz suyun kalitesine dikkat etmeli ve güzel niyetlerle suyumuzu yeterli miktarda tüketmeliyiz.
- Burun ve dil temizliğimize ayrıca özen göstermeliyiz.
- Vücudumuzu belli dönemlerde tuzla ovalayabilir ya da dairesel şekilde ayaklardan yukarıya fırçalama tekniğiyle bedensel arınma alışkanlıkları kazanabiliriz.
- Aromaterapi yağlarının rahatlatıcı etkisinden duşta ya da masajla, koklayarak ya da ortamda buharlaştırarak uygun kullanım teknikleriyle yararlanabiliriz.
- Nefes teknikleri, meditasyon ya da yoga tekniklerini öğrenebilir ve uygulayabiliriz.
- Olumlama yaparak düşünme, hayal kurma, yazı yazma, dua etme ya da niyet etmenin gücünden faydalanabiliriz.
- Müzik ruhun gıdasıdır anlayışıyla, titreşimimizi yükseltecek etkili müzikleri dinleyebiliriz.
- Evimizin temizliğinde ya da banyo durulama suyumuzda sirke kullanabiliriz.
- Güneşi her gördüğümüzde sevgiyle selamlayabiliriz.
- Doğadaki tüm canlılarla, ağaçlarla, çiçeklerle ve bitkilerle daha sık etkileşim kurabiliriz.
- Ruhumuza iyi gelen dostlarımızın enerjisinden keyifli sohbetleriyle faydalanabiliriz.
- Yeni bilgiler öğrenebilir, yeni yerler keşfedebilir, yeni uğraşlar edinebilir ve yeni insanlar tanıyabiliriz.
- Yaşamın tüm fazlalıklarından sadeleşebilir ve minimalist bir yaşam anlayışı benimseyebiliriz.
Kalbimizin Titreşimsel Gücü
İyi niyetle, olumlu hislerle, içtenlikle, samimiyetle ve koşulsuz sevgiyle kalpten kalbe kurulan iletişimler titreşiminizi yükseltir. Sizi sürekli aşağıya çeken, olumsuz duygular hissettiren, samimiyet hissetmediğiniz etkileşimlere dikkat etmelisiniz. Sosyal ilişkilerinizle etkileşimlerinizde frekans uyumu önemlidir. Sizi daima besleyen, geliştiren, dönüştüren, katkı sağlayan ve ruhunuza iyi gelen etkileşimler içinde olmayı tercih edebilirsiniz.
Yaşamı her daim onurlandırmak, koşulsuz sevebilmek, doğaya ve tüm canlılara karşı şefkat beslemek emin olun ki size titreşimi yüksek duygular hissettirir.
Sağlıklı bir yaşam için kendinizi her halinizle koşulsuz sevin. Yaşamda var olan tüm canlılara sevginizi gönderin. Yaşam boyu öğrenme çabasında olarak ruhunuzu ve zihninizi besleyin. Yaşamla kalben iletişiminizi her zaman güçlü ve titreşiminizi yüksek seviyede tutun.
HeartMath Enstitüsü’nün araştırma sonuçları göstermektedir ki; kalbin elektriksel alanı beynin ürettiği elektriksel aktiviteden 60 kat daha geniş, kalbin ürettiği manyetik alan ise beynin ürettiği manyetik alandan 100 kat daha fazla güçtedir. Bu nedenle kalbinizin gücüne inanın. Unutmayın ki her birimiz kalbimizle ve güzel niyetlerimizle dünyamızı olumlu yönde değiştirebilecek güçteyiz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın!
Uzm. Hem. Şenay Zuhur
ACC, ICF Bütünsel Gelişim Koçu & Kariyer Koçu
Diyabetle Yaşam ve Sağlık Koçu
Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu yazı sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bilgiler tıbbi hizmet, tıbbi talimat veya tıbbi öneri olarak anlaşılmamalıdır. Bu bilgilerin hiçbiri, sağlık uzmanları ile yapılan görüşmelerin yerini almayı amaçlamamaktadır. Bu nedenle; sağlıkla ilgili her türlü gereksinimiz için mutlaka hekim, hemşire, diyetisyen, eczacı ya da ilgili diğer sağlık uzmanlarına danışmanız ve tavsiyelerine uymanız önemlidir.
Etiketler: beyin, kalp, ruh, rezonans, titreşim, sağlıklı yaşam, Schuman Rezonansı
Kaynaklar
- Balanlı M. Titreşim Tıbbı :“Geleceğin Tıbbı”. J Biotechnol and Strategic Health Res. 2019; 3 (Özel sayı): 138-149.
- Yiğit V. Müziğin Öyküsü, Boğaziçi Üniversitesi, 2018.
- Türk Dil Kurumu Sözlükleri. Erişim Tarihi: 26.01.2021
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Schumann_rezonans%C4%B1 Erişim Tarihi: 26.01.2021
- https://energicxusa.com/frequency-of-human-body/ Erişim Tarihi: 26.01.2021
- https://dergi.kuraldisi.com/dunyanin-frekansi/ Erişim Tarihi: 26.01.2021
- https://www.heartmath.org Erişim Tarihi: 26.01.2021