Vuca dünyası ve liderlik
İçinde bulunduğumuz mevcut dönem bir çok dinamikleri barındırıyor, stabil değil. Her an her şey değişebilir, harika bir strateji oluşturup ‘‘tamam biraz mola verdim’’ dersiniz, döndüğünüzde bir haber ile bütün zamanınızı alan o strateji işlevsiz kalabilir. Peki ya sonra ne yapacaksınız? Hedefler, ekip, zaman, maddi-manevi kayıplar…
Bu durumun günümüzdeki tanımı ‘‘VUCA Dünyası’’ ;
Volatility-Değişken
Uncertainity- Belirsiz
Complexity- Karmaşık
Ambigious- Muğlak/ Bulanık
Babam iş adamıydı ve sıfırdan iş dünyasında hatırı sayılır isim olmanın getirdiği deneyimi ile,sohbetlerimizde ondan hep şu cümleyi duyardım;
‘’Beni değiştirmeye çalışma, ben bugünlere kadar geldiysem demek ki bir bildiğim var!’’
Evet, yakın zamana kadar bu bakış açısı işe yarıyordu, şartlar, imkânlar buna hizmet ediyordu. Şimdiki döneme bakacak olursak arz oranı talepten daha çok, nihai tüketiciye ulaşana kadar da birçok süzgeçten geçmek gerekiyor. Her şey hızla değişiyor, dönüşüyor. Şirketlerin, çalışan insanların hatta fikirlerin hızla tüketildiği bir dönemdeyiz. Ayrıca kontrolümüzde olmayan, ani değişken dış faktörler de devrede. Eski alıştığımız, ‘‘bu en doğru yol’’ dediğimiz stratejiler artık işlemiyor. Duruş ve bakış açısının değişmesi ve sadece üst yönetim değil bunun tüm organizasyona yayılması gereklilik oldu.
Global bakmak, gündemi yakından takip edip stratejik davranmak, kendini/yetenek-beceri/ kaynakları güncellemek çok önem kazandı. Günümüzde stratejik olasılıkları daha çok ön plana çıkartıp, ana planın yanında güncel durumu analiz edip anlamak ve anlık değişikliklere hazırlıklı olan esnek ve çevik duruş sergilemek iş dünyasında var olmayı destekliyor.
Yapılan bir araştırma diyor ki; insanlık tarihinin toplam veri akışı; son 30 yıldaki veri akışına denk. Son 30 yıldaki veri akışı; son 5 yıldakine denk. Son 5 yıldaki akan veri miktarı ise son 1 yıldakine denk…
O zaman Vuca Dünyasını şu şekilde tanımlayalım mı?
Vision- Vizyon
Understanding- Anlamak
Clarity- Açıklık
Agility- Çeviklik
İş dünyası insanının, karmaşa ve belirsizlikleri hem iş hem de kendisi için yönetmeyi öğrenmesi avantaj sağlar. ‘‘BEN’’ değil de ‘‘BİZ’’ bakışı ile hayata geçirmesi ise günümüzde başarıyı getiriyor.
Sistem yaklaşımını konuşmak bu noktada çok anlamlı olacak. ‘‘Sistem, onu oluşturan her bir parçasının değeri kadar değerli’’.
Sistemin canlı kalması demek; her bir parçasının uyum ve ahenk ile ortak tek amaç için hareket etmesi, aksayan parçanın ihtiyaç olduğunda bakım ve destek görmesi, beslenmesi ile mümkün.
Şirkete sistem olarak baktığımızda; yönetim kuruluna beyin, stratejileri hayata geçiren organizasyona bedeni dersek, yaşayan organizasyonlar olması için; ortak değerlerle hareket eden, uyum içerisinde, açık iletişimle fikirlerin açıklıkla paylaşıldığı, anlaşılır-net hedeflerin konuşulduğu ve duruma göre hızlı aksiyon alan bireylerden oluşması günümüzde önem kazanıyor. Bunun için de ekiplerin liderlerine çok iş düşüyor. Kaos ortamında liderlik yapabilen, bahsettiğimiz maddeleri yaşayan ve yaşatan, ‘‘BİZ’’ bakışında olan VİZYONER, ÖĞRENEN(bilgiye açık), BESLEYİCİ (iletişim yönü kuvvetli), SAVAŞÇI (gerektiğinde işin başında, önde olan) ve her an gelişime ve geliştirmeye açık BİLGE LİDERlere ihtiyaç var.
Babam makine kalıp sanayindeydi ve o devasa makinalara gözü gibi bakardı. Hepsi gün sonunda, o kirli işlerin bitiminde ertesi gün için pırıl pırıl güne hazır olurlardı. Nereden mi biliyorum? Sabah onunla işyerine gider, oradan Beyazıt’a okuluma geçerdim. Çalışanlara da sevgi ve sahiplenici yaklaştığına birçok kez şahit oldum. Ancak kendisinin de bakıma ihtiyacı olduğunu kabullenemezdi…
Peki, günümüzün insanı olarak siz hangisi olmak istiyorsunuz?
Fırtına ile mücadele eden bir yelkenli mi, yoksa mürettebatı ile organize hareket eden, rüzgârı arkasına güç olarak almış rahatlıkla hedefine giden yelkenli mi?