Borsadaki korkunun fırsatçısı: Beyindeki Şeytan
“1966 yılının sıcak ve nemli bir gününde, bir adam kendisini Teksas Üniversitesi kulesinin en üst katına götürecek olan bir asansöre yanında bir bavul dolusu silah ile bindi.
Gözlem alanına ulaştığında silahın dipçiğiyle danışma görevlisini öldürdü, ardından merdiven aralığından çıkmakta olan iki turist ailesine ateş açtı, en sonunda da aşağıda dolaşan insanlara gelişigüzel güzel ateş etmeye devam etti. Aşağıya ateş açtığı zaman vurduğu ilk kadın hamileydi(vefat etti), ona yardım etmeye gelen insanlar ve ambulans şoförleri de kurşunlardan nasibini almıştı. Bu saldırı haberleri yayılırken Austin’deki bütün polis memurları yerleşkeye yönlendirilmişti.
Birkaç saat sonra üç memur ve hızla görevlendirilen bir vatandaş merdivenlere çıkmayı başarmış ve bu katliama sebep olan kişiyi durdurmak için o kişiyi öldürmek zorunda kalmışlardı. Saldırgan bu olayda on üç kişiyi öldürmüş ve otuz üç kişinin de yaralanmasına sebep olmuştu. Ertesi gün haberlere bu olay saldırganın isminin Charles Whitman olmasından dolayı “Whitman Saldırısı” olarak geçmişti.
Whitman çocukken yapılan zeka testinde 138 puan alarak bulunduğu dönemde bu skorla 0,1’lik dilime yerleşmişti. Ayrıca 12 yaşında hem kartal izci –rivayete göre dönemindeki en genç kartal izciydi- hem de iyi bir piyanist olan oldukça zeki bir karakterdi. Deniz piyadesi olarak görev yapmış, ardından banka memurluğu yapmıştı. Her şey çok iyi görünüyordu ta ki 25 yaşında sebep olduğu kitle katliamına kadar. Bu kadar başarılı olan birisinin cinayetlerinden dolayı herkes şoka uğramış ve polislerden bir açıklama bekliyorlardı.
Polisler ipucu bulabilmek için Whitman evine gittiklerinde ise Whitman’ın katliamı yapmadan bir gece önce daktilo ile yazdığı bir intihar notuna ulaştılar.
‘Kendimi şu günlerde tam olarak anlayamıyorum. Aklı başında ve zeki bir genç olarak tanınmaktayım ama son zamanlarda (ne zaman başladığını hatırlamıyorum) birçok sıra dışı ve mantıksız düşüncenin kurbanı olmuş durumdayım.’
Ayrıca polislerin gördüğü sadece intihar notu değildi, bilanço normalden çok daha ağırdı. Whitman, saldırı gününün çok daha erken saatlerinde önce annesini daha sonra da uyuyan karısını öldürmüştü. Bu ilk cinayetlerden sonra intihar notuna geri dönmüş ve devamını el yazısıyla şunları yazmıştı:
‘Karım Kathy’yi bu gece öldürmeye, ancak üzerinde çok uzun süre düşündükten sonra karar verdim. Onu çok seviyorum, ayrıca her erkeğin düşlediği türden, çok iyi bir eş de oldu bana. Bunu yapmama neden olacak mantıklı hiçbir neden gelmiyor aklıma…
Çok sevdiğim bu iki insanı da vahşice öldürmüş gibi göründüğümü tahmin ediyorum ama ben işi hızlı ve tam biçimde yapmaya çalıştım yalnızca. Eper yaşam sigortası poliçem hala geçerliyse lütfen borçlarımı ödeyin ve geri kalanını da ismimi vermeden bir akıl sağlığı kuruluşuna bağışlayın. Bu tür trajediler, belki de araştırmalar sonucunda önlenebilir.’
Whitman günlüğüne yazdığı şu satırlar ‘… Bir keresinde bir doktorla iki saat konuşup, ona çok güçlü bir şekilde hissettiğim şiddet duygusunun altında ezildiğimi anlatmaya çalıştım. O seanstan sonra doktoru bir daha görmedim. O zamandan beri bu zihinsel çalkantıyla tek başıma mücadele etmekteyim ve görünen o ki hiçbir fayda yok’ gösterdi ki Whitman beyninde bir şeylerin normal gitmediğinin farkındaydı.
Bu yüzden de cesedi morga götürüldükten sonra beyni incelemek için çıkartıldı ve fark edildi ki Whitman’ın beyninde bozuk para büyüklüğünde bir tümör bulunmaktaydı. Bu bozuk para boyutundaki tümör beyinde ‘Amigdala’ olarak bilinen çok önemli bir noktaya baskı yapıyordu.”
Amigdala nedir?
Amigdala, duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasında birincil role sahip olan bir bölgedir. Bu bölge unutmaz. Bunun için de kişinin bir önceki deneyimlerini hatırlayarak ona göre karar almasına neden olur. İnsanın hafızasında kayıtlı anılar bulunduğu için bu bölge ayrıca, korkularınızı ve streslerinizi sert bir şekilde algılar.
Amigdala hakkında bilmeniz gereken bazı şeyler
Buraya kadar her şey normal gözükmektedir. Ancak amigdalar hakkında bilmeniz gereken bazı şeyler daha vardır. Öncelikle beyninizde yer alan en ilkel alandır ve bazı olaylarla karşılaştığı zaman bunu insanın duygusal dengesini bozacak bir tehdit olarak algılayarak; ani ve orantısız duygusal reaksiyon gösterebilir. Böyle zamanlarda amigdala, insanı daha mantıklı ve daha insan yapan kısmı devre dışı bırakır. Başka bir ifadeyle, beyninizin en gelişmiş yapısı olan korteks, ilkel bir yapı olan amigdala tarafından yönetilmeye başlar.
Hisse senedi fetişizmi için TIKLAYINIZ!
Peki, neden gelişmiş bir yapı ilkel bir yapı tarafından yönetilir? Günümüz şartlarında anlamsız gibi gözüküyor olsa da çok uzun zaman önce insanların hayatta kalmasını sağlamıştır. Eski çağlarda insanların, aniden karşılaştığı vahşi hayvanlar gibi birçok bilinmezlik karşısında stratejik planlar yapma zamanı yoktu. Bunun yerine tehlikeyi algılayan amigdala, vücuda bol miktarda adrenalin ve kortizon göndererek, kaslardaki kan akışını ve solunum hızını arttırır, refleksleri güçlendirir ve göz bebeklerini büyüterek bir anlamda vücudu savaşmaya veya kaçmaya hazırlardı.
Zaman ilerledikçe oldukça derin bir şekilde içinde bulunduğumuz ortam değişti ve günümüzde birçok konuda ani değil stratejik kararlar almak insan hayatını sürdürebilir kılan şey haline geldi. Ancak yaşanan bu değişim, yukarıda bahsettiğimiz muhteşem yapının değiştiği anlamına gelmesin. O, hala etkin bir biçimde insan hayatının tam merkezinde yer almaya devam ediyor. Bu ilkel sistem, günlük yaşamda insanların hayatına korsanlık yapabiliyor. Özellikle insanlar korku ile baş başa kaldıklarında…
Amigdala ve hisse senedi yatırım ilişkisi
Günlük hayatta korku duygusu ile insanlar defalarca karşılaşabilir. Örneğin bir hırsız ile karşılaşıldığında ya da karşıdan karşıya geçerken aniden karşımıza çıkan bir araba gördüğümüzde… Tüm bunlarda, ilkel sistem hala hayatımızı kurtarmaktadır. Ancak hisse senedi yatırımcısı için durum pek de öyle değildir. Hisse senedine yatırım yapan yatırımcı aldığı ya da alacağı al-sat kararlarında stratejik davranması gerekmektedir. Korku duygusu belli bir seviyeye kadar yatırımcıyı zararlardan korumaya devam eder fakat bu duyguyla baş etme sınırını geçtiği anda yatırımcı artık korku duygusu ile baş başa değildir, kendilerine amigdala da eşlik etmektedir.
Dalgalanma borsada mı yatırımcı davranışında mı için TIKLAYINIZ!
Yatırımcının vermiş olduğu karardan dolayı zarar etmesi onu strese sokarken aynı zamanda ne yapacağını bilemeyeceği bir korku ile de yüzleşir ve bu esnada farkında olmadan ilkel beyinden yardım istemiş olur. İlkel beyin olan amigdala görevi devraldığında şuna bakar; bu hisse senedi daha önce karşılaştığım vahşi hayvanlardan biri mi, daha önce bana zarar verdi mi, verdiyse nasıl verdi? Amigdala yardıma geldiğinde düşündüğü tek bir şey vardır: Kendisinden yardım isteyen yatırımcının şimdiye kadar oluşturduğu kişilik kimliğini korumalıdır, bunun için de zaman kaybetmemeli ve tehdide neden olan hisse senedi kararsızlığını ivedilikli bir şekilde ortadan kaldırmalıdır. Hızlı olabilmesi için amigdala hiçbir yapının işine karışmasını istemez.
Bu yüzden de o an için stratejik karar alabilme sistemini devre dışı bırakır. Yatırımcı göz açıp kapayana kadar amigdala sayesinde ya yeni bir hisse senedi ya da boş bir portföye sahip olur. Siz stresinizin neden olduğu korkunuzla baş edemediğiniz için amigdala korsanlığına maruz kaldığınızı iş işten geçtikten sonra algılamış olursunuz. Amigdala kendisine verilmiş görevi en iyi şekilde tamamlamanın gururuyla geri çekilirken size büyük bir duygusal sersemlik ve “ben ne yaptım” düşüncesi bırakır.
Korku duygusu ve yatırımcı üzerindeki etkisi
Korku duygusu, bulaşıcı duygulardan biridir ve çok fazla yatırımcının kararını değiştirip onları derinden etkiler. Bu yüzden finansal krizlerde kırılmalar çok hızlı ve derin olmaktadır, yaşanılan panik ile bir çok yatırımcı agresif özelliğe sahip olan ilkel beyine göre hareket eder. “Neden” ve “Niçin” kısmını sorgulamadan ve ne yaptığını bilmeden sadece yapar.
Piyasalar korku kontrolsüzlüğünden ve insan beyninde olan amigdala korsanlığından geçmiş dönemlerde o kadar çok zarar görmüştür ki yatırımcıların menkul kıymetleri alım satımıyla korku derecesini ölçmek istemişlerdir. Bu yüzden 1993 yılında CBOE (Chicago Board of Trade) tarafından birçok ülke için oldukça önemli olan VIX Endeksi (Chicago Board Option Exchange Volatility Index) oluşturulmuştur.
Amigdala’nın kendisine yüklediği kurtarıcı rolde size önerdiği çözümün temelleri geçmişteki korkularında ve korkularla yüzleşme deneyimlerinde yatmaktadır. Bu önerilerin hiçbirinin temelinde ne geleceğe ilişkin ne de şimdiki koşullara ilişkin bir analiz yatmaz. Ancak yatırımcının karşılaştığı anlık durum, şimdinin ilişkileriyle meydana gelmektedir. Öte yandan yatırımcı, alacağı kararlarla geleceğe ilişkin sorumluluk duymaktadır. Dolayısıyla yatırımcı için en gerekli şeylerin bilgisi, başka bir ifadeyle olayı yaratan şimdiki zamanın ve planı yapılacak gelecek zamanın bilgisi amigdala tarafından geliştirilen reflekste mevcut değildir. O halde yatırımcı için bilinçli bir karar Amigdala’nın uzak alınmış bir karar olacaktır.
Stefan Zweig demiştir ki:
“Korku, cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa hafif de. Hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.”
Bu gerilim dolu süreç ile baş etmek hiç kolay değildir. Whitman metal para büyüklüğündeki bir tümör yüzünden sürekli biçimde Amigdala’nın istilasına maruz kalmış ve insanı insan yapan kısımdan uzaklaşmıştır. Yaptığı şeyin ne kadar vahşice olduğunu ya da bu yaptıklarının hiçbir mantıklı sebebinin olmadığının farkındaydı ama niçin yaptığını fark edemiyordu.
Amigdala zarar gördüğünde ya da olmadığında insanlarda nasıl tepkiler oluşabileceği 1930’lu yıllarda bulunmuştu. Yani Whitman olayından yalnızca 36 yıl önce. Eğer bu olay 1930 yılından daha önce gerçekleşseydi büyük ihtimalle Whitman’ın bir şeytan tarafından ele geçirildiği o yüzden böyle davranışlar sergilediği söylenecekti. Çünkü amigdala dinlerin “şeytan” olarak bahsettiği varlığın beyindeki karşılığıydı. Amigdala aynı zamanda vicdan, merhamet gibi duygularınızı barındırdığı için söküp atamazsınız da. Bir anlamda şeytanınız olduğu kadar meleğinizdir de.
Hisse senedi işlemleri yaparken Whitman gibi yaptıklarınız zaman zaman mantıksız gelip niçin yaptığınızı fark edemeyebilirsiniz. Bu noktaya gelmeden önce sizi sakinleştirecek şeyin ne olduğunu ve vücudunuza salgılanan adrenalin hangi düzeyde kontrolden çıktığını bulmalısınız. Bunların farkındalığına sahip olduğunuz anda kontrolü ya amigdalaya bırakmaz ya da hızlı bir şekilde tekrar kontrolü ele alabilirsiniz. Unutmayın gün içerisinde sadece omuzlarınızdaki şeytan ve melekle değil aynı zamanda beyninizin aynı alanında yaşayan şeytan ve melekle de uğraşıyorsunuz…
“Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her coşku şeytanla pazarlıktır.” Charles Bukowski
Cemre Yoldaş
YASAL UYARI
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.