İnsan; beden, zihin ve ruh dengesiyle oluşan 3 boyutlu bir varlıktır!
Her neye inanıyorsan inan, kapısı sevgiye, paylaşmaya, iyiliğe açılıyorsa ve sonunda kimse zarar görmüyorsa her inanış, her tedavi yöntemi aynı kapıya açılır.
İnsan, yalnızca doğru nefes tekniğini kullanıp, doğru beslenme ve bedensel egzersiz yöntemlerini geliştirerek, kendine inanarak dahi tüm hastalıkları yenebilir, pozitif düşünce gücünü geliştirebilir.
İnsan 3 boyutlu bir varlık olup bu boyutlar beden, zihin, ruh dengesiyle oluşur.
Dolayısı ile insan ;
Ne yiyorsa O’dur,
Ne düşünüyorsa O ‘dur,
Ne hissediyorsa O’dur.
Bu sebeple çalışmalarımda üç boyutumuzu kapsayacak şekilde ve dünyanın beşinci boyuta geçmeye hazırlandığı bu günlerde beşinci boyuta hazırlık aşamalarını içeren aşağıdaki teknikleri uygulamaktayım:
-Mevcut travmaların konuşulup, olumlamaların kozmik enerji sırasında theta dalgasıyla epifiz bezinden yüklenmesi,
–Kozmik Enerji Terapisi(Dna ve önceki yaşamlardan gelen negatiflerin temizlenmesi,tüm çakraların, tüm organların, auranın temizlenmesi ve auranın 5 metre Çapında genişletilmesi)
-Nefes terapisi,
-Üçüncü göz aktivasyonu,
-Şamanik meditasyon,
-Reiki,
-Biyoenerji,
-Doğru beslenme teknikleri,
-Eft,
-Norbekov;
-Kundalini yükseltme ritüeli,
-Kundalini yoga,
-Christ enerji inisasyonu,
-Şamanik ses ve mantra terapisi,
-Şamanik dans meditasyonu,
–Renklerle tedavi,
-Yin yoga, Hatha yoga, yoga terapi
-Chigong Yoga,
-Ki enerjisi,
-Vedik,
-Akupunktur Noktaları aktivasyonu, acupressure
-Kristal taşlarla tedavi,
-Yeşim taşı ile refleksolji
-Obsidyen taşı ile tetik masajı
Bu 3 boyutumuza yönelik tedavilerde dikkat etmemiz gereken konuların açılımı aşağıdaki şekildedir:
NE DÜŞÜNÜYORSAK O’YUZ:
Kendi nefesimiz en büyük şifa, en güzel meditasyondur. En önemli şifamız nefesimizdir, İnsan hep çözümü dışarda arıyor nedense. Halbuki sadece doğru nefes alma teknikleri ile tüm bunları biliz.o
Ujjayi (Okyanus ) Nefesi:
Başlangıç olarak ilk hafta burundan dört saniyede nefes alıp, burundan sekiz saniyede nefes vermek yapabileceğimiz en doğru nefes çalışmasıdır. Buna okyanus nefesi, Sanskritçcesi ujjayi nefes diyoruz. Sabah akşam her gün yaparak hayatınıza oturtmaya çalışın, iç huzurunuzu düzeltin, hayattan keyif alın, tatminkâr olun, gelecek kaygısı taşımayın, daha sonraki haftalarda yavaş yavaş arttırın nefes saniyeleriniz, ancak verirken nefesiniz aldığınız nefesin hep iki katı olsun. Nefesinizi genzinizden çıkartmaya çalıştığınızda okyanus sesi gibi bir ses çıkacaktır. O yüzden bu nefese okyanus nefesi deniyor. Bu nefes tekniği ,beyin dalgalarınızın beta dalgasından alpha dalgalasına geçmesini, huzurlu olmanızı, pozitif düşünmenizi sağlayan ve tüm organlarınıza nefes gitmesini sağlayan, hastalıkları önleyen en önemli yöntemdir.
Yarım yogik nefes:
İkinci hafta, nefes alırken beş saniyede karnınızı şişirerek alın, verirken on saniyede karın nefesinizi burnunuzdan boşaltın, karnınızdaki nefes insin.
Üçüncü hafta karın sabit, yalnız göğsünüze altı saniyede nefes alın, alırken göğüsünüzü şişirin, verirken oniki saniyede göğsünüzü indirin.
Tam yogik nefes:
Dördüncü hafta nefes alırken altı saniyede karnınızı şişirip nefesinizi göğsünüze taşıyın, bu sırada karnınızda siş pozisyonda göğsünüzde şiş pozisyonda olsun, nefesinizi verirken oniki saniyede yavaş yavaş önce göğsünüzdeki nefesi indirin, sonra karnınızdaki nefesi boşaltın. Buna tam yogik nefes diyoruz.
Hep burundan nefes alıp, aldığınız nefesin iki katı olacak şekilde nefes vermelisiniz. Bu egzersizleri sabah akşam on dakika yapıp, gün içerisinde de mümkün olan her an burundan nefes alıp vermeyi hatırlayarak devam edebilirsiniz.
4-8 sn olarak başladığınız nefesi her hafta arttırabilirsiniz,5-10,6-12…..20-40…60-120,120-240,140-280 sn gibi. Bugün Tibet’teki yogiler yedi dakikada tek nefes alıp verebiliyorlar. Bulundukları alfa beyin dalgasını ve huzuru, sükuneti düşünebiliyor musunuz ? Doğduğumuzda bu şekilde nefes alıyorduk ancak zamanla unuttuk, ancak bilinçaltı hatırladığı için bu nefesi üç gün içerisinde her an hatırlayarak, hayatınıza oturtabilirsiniz. Kendinizdeki değişimi zamanla fark edeceksiniz. Bu nefes en güzel meditasyonunuz, şifanız olup, çalışmalarınızda youtube dan ‘528 herz healing’ yazıp sevgi frekansı müzikleri dinleyebilir, gül yağı, lavanta yağı yakabilirsiniz, yada sevdiğiniz bir tütsü olabilir bu. Lavanta yağının frekansı normal bir insanın beyin dalgasıyla aynı frekansa eşit 75 herz dir. Gül yağının ise 320 herz dir. Bu yağları yakabilir, aynı zamanda gevşeme, rahatlama, stresi azaltma için ayak altından sürebilirsiniz. Vücuda en güzel emilim ayak altından olur. Elleriniz, dizlerinizde dua eder gibi acık ,gözleriniz kapalı nefesinize odaklanın ve hiçbir sey düşünmeyin. Eğer aklınıza negatif şeyler gelirse affediyorum diyin. Bu sizin en yararlı ve en güzel meditasyonunuz. Sabah aksam 10 dk ve gün içerisinde aklınıza geldikçe bu şekilde nefes alın.
İki bardak suya yapılan molekül testini hemen hemen herkes duymuştur. Bir bardak suya güzel sözler söylenip, teşekkür edilmiş, diğer bardaktaki suya ise küfür edilip, lanetler okunmuş, her iki bardaktaki suyun molekülleri mikroskop altında incelendiğinde; güzel sözler söylenen bardaktaki suyun moleküllerinin kristallere, beyaz ışığa dönüştüğü, diğer bardaktaki suyun ise karanlığa, lanet ve kötü görüntülere dönüştüğü görülmüş. Şimdi soruyorum: İnsan vücudundaki su miktarı % 70 ile %90 aralığında. Bu durumda günde beynimizden yaklaşık en az on bin düşünce geçtiğine göre, bu düşüncelerin % kaçı negatif ? İnsanoğlu nedense negatif düşünmeye, selzenişte bulunmaya, şikayet etmeye,pozitif düşünceden daha meyilli. Doğduğumuzda konuşamayıp ağlayarak her istediğimizi yaptırmamız gibi..
Sabah kalktığımızda duşun ilk damlası kafamıza damladığı andan itibaren sıraladığımız günde on bin düşüncenin kaygı, endişe, korku, öfke içerdiğini, düşüncelerimizin neredeyse büyük bir yüzdesinin negatif olduğunu düşünürsek, insanın kendisine yaptığı kötülüğü kendinden başkası ona yapmıyor aslında diyebilir miyiz? Bu durumda düşüncelerimizi bu beta dalgasından alfa beyin dalgasına çevirebilmenin en kolay ve doğru yolu kendi nefesimiz, özümüze dönmektir.
Teta dalgası ise uykuda olduğumuz dalgadır ki bilinç altı teta dalgası boyutunda çok güçlüdür ve bilinç altını yöneterek ona her istediğimizi yaptırabiliriz. Uyumadan önce örneğin bazen şartlandırırız kendimizi farkında olmadan ,sabah saat dokuzda kalkmalıyım diyerek saati kurarız ve nedense saat dokuza bir kala uyanırız, daha saat çalmadan. Sizce bu nasıl olur? Çünkü bilinçaltı asla unutmaz, kaydeder her şeyi ve sayar o saatte uyanır. Demek ki olmasını çok istediğimiz bir şeyi yatmadan önce zihnimize söyler ve şartlandırırsak defalarca, ertesi gün kalktığımızda evrensel enerji, ne düşünüyorsak onu yapmak için çalışmaya başlamış ve bir bakmışız ki istediğimiz olmuştur. Buna zihnimizi yönetmek, pozitif düşünce gücü diyoruz. Evrenin çekim yasası olduğunu ve biz ne istersek onun için çalıstığını, aklımızdan geçen her düşüncenin, ağzımızdan çıkan her kelimenin sihir niteliğinde olduğunu hatırlayalım.
Unutmayalım; şifayı dışarıda aramayı, serzenişi, şikayet etmeyi, tembelliği bırakalım, şifa içimizde, nefesimizde, pozitif düşüncelerimizde…